Kitap Tanıtımı : "Mustafa Kemal ve Miti Kovaçeva" isimli kitabı Melek BAR ELMAS tanıttı. (19 Kasım 2006)
Adı: Mustafa Kemal ve Miti Kovaçeva
Yazar: Liliana Serafimova
Yayınevi: Doğan Kitapçılık www.doğankitap.com.tr
Niçin Okuyasınız ? Atatürk’e ve düşüncelerine inanıyor, O’nu seviyorsanız bu kitabı mutlaka okumalısınız. Kitap daha çok Atatürk’ün gençlik aşkını anlatıyor gibi dursa da O’nun düşünce alt yapısını ve nedenlerini, inançları doğrultusunda yaşamasını ve centilmenliğini çok iyi sergiliyor.
Kitabı okuduktan sonra O’nu biraz daha seveceksiniz.
Kitaba Dair… Kitap akıcı bir dille yazılmış ve kolay okunuyor. Kitabın bölümler şeklinde yazılmaması, okuyucuyu zora sokuyor. Durmanız gereken yeri bilemiyorsunuz ve okumaya ara veremiyorsunuz. Bu nedenle sabahlayabilirsiniz. İlk kez, kitabı okunabilir uzunlukta bölümler halinde yazmanın, okuyucunun hayatını kolaylaştırdığını farkettim.
Kitabı okurken iyi eğitimin önemini ve Atatürk’ün ne kadar iyi eğitilmiş olduğunu bir kez daha anladım. Kitap, politikacıların iyi eğitimli ve yüksek ahlaklı olmasının yaşamsal önemini hatırlatıyor.
Bu kitap, Atatürk’ün, bir şelale kadar tutkulu, bir anne kadar şefkatli, bir peygamber kadar inançlı, aslan kadar cesur ve bir kelebek kadar nezaketle yaşadığı hayatını öylesine güzel anlatıyor ki… Okuyan O’nun yanında olmak istiyor.
Kitapta Beni Etkileyen Satırlar…
“- Türkiye’de de güzel genç kızlar ve kadınlar var, diye devam etti ateşli konuşmasına. Ama onlar sizin gibi olamazlar !... Yüzlerini feraceyle gizlemek ve esirlerin alçaltıcı durumuna düşürülerek yaşamak zorunda bırakılmışlar. -Sizin gelenekleriniz farklı. -Çağdaş dünya karşısında bizi utandıran gelenekler. Haremleri mutlaka duymuşsunuzdur. - Avrupa’da onlardan egzotizm olarak söz ediliir. - Ne egzotizmi düpedüz barbarlık. Allah cezalarını versin ! diye öfkesini Türkçe haykırdı ve Fransızca devam etti. Ama bütün bunlara, harem ve feracelere, er ya da geç son verilecek.” (Sayfa: 38)
“Savaşın acımasızlığını yaşayan genç insanlar içgüdüsel olarak insanca bir şeylerin peşine düşmüşlerdi ve her sevdayı, her acıyı şarkı ya da şiire dökmeye hazırdılar.” (Sayfa :126)