::MERLİN BİLGİSAYAR::

Merhaba,

2007 yılı ilk pazar araştırma konumuz ; Yaşamımızın ilk besin maddesi ve hayatımızın vazgeçilmez temel besin öğelerinden biri olan SÜT ve ÜRÜNLERİ...

SÜT, bize doğanın sunduğu en mükemmel içecek. İlk altı ay anne sütünden başka bir yiyeceğe ihtiyaç duymadığımız gibi yaşamımızın her evresinde tüketilmesi gereken temel besinlerin başında geliyor.

Kalsiyum, fosfor, iyot, sodyum, magnezyum gibi minarallerin de zengin kaynağı olan süt, ne yazık ki ülkemizde az tüketiliyor.

İnekten sağılan sıcacık sütü, köpürte köpürte pişirdikten sonra içenlerimiz, mis gibi kokusunu, ağızlarda kalan tatlı aromasını unutamamıştır.

İlaç olarak kullanılan anız sütünü içenler, yeni doğan buzağıyı kardeşleri gibi severler.

Kuru ekmek, şeker ve sütten oluşan; “süt paparası” yedikten sonra kimler uykuya daldı ? Ben hala yerim...

İnek sağdıysanız eğer, elinizin altından yumuşacık kayan memeleri rahatlayan ineğin, gözlerinin daha da güzelleştiğini, size minnetle baktığını bilirsiniz. Oysa biraz ileride bağlı olan buzağı, bu arada sütünü çalmakta olduğunuz için bas bas bağırmaktadır. Buzağı, kalan sütü emerken huysuzdur. Çocuk olduğu için, öfkesini çabuk unutur. Karnı doyunca annesinin varlığı onu neşelendirmeye yeter.

Oysa şimdilerde sütler makinalarla sağılıyor. İnekler yavrularını emzirmeyi unuttuğu için, buzağılar biberonla besleniyor. Süt verimi artsın diye, özel besinler, antibiyotikler ve müzik kullanılıyor. Bu iş güç arasında, otlanmaya, açık havada memeleri sallaya sallaya gezinmeye pek zaman yok.

Geçen yaz böyle bir çiftlikte, birkaç buzağıyı biberonla besledim. Buzağı genlerindeki bilgiyle biberonu tokmaklarken, biberondan taşan sütleri bekçi köpekler yalıyordu. Ben, buzağılar ve köpekler, inekleri özlediğimizi farkettik...

Tüm bunlar daha hijyenik koşullarda süt üretmek ve sütü çok uzaklardaki çocuklara bile ulaştırabilmek için yapılıyordu. Bir yanda doğallık, öte yanda çağın gerekleri... Hangisi daha doğru bilemedim.

Sütü market raflarından almaya alışmış şehirli çocuklarımız, pastörize edilmemiş sütün tadını bilmiyor. Bilenler de sevmiyor. Onlar için süt ambalajlı olmalı. Hatta yalın süt yerine, meyveli, çikolatalı, vitaminli ve süslü kaplarda olanları tercih ediyorlar. Aileler izin verirse; süt yerine meyveli gazozlar, cola, enerji içeceği gibi moda ürünleri içiyorlar.

Aslında süt ve süt ürünleri raflarında gördükleriniz, yiyecekten çok hediyelik ürünleri andırıyor. Cicili bicili ambalajlarla, insanın çocuk olası geliyor.

Hele sütlü ürünler, artık çığırından çıkmış durumda:

Benim gençliğimde astım ve bağırsak sorunları için ilaç olarak kullanılan kefir, son iki yılın moda içeceği. Raflarda giderek daha çok yer almaya başladı.

Yoğurtlar, benim kadar klasik birisi için bile cezbedici. Özellikle meyve katkılı olanlar harika...

Kahvaltılarımızın vazgeçilmezi peynirler ise, henüz sanayileşme sürecinde, lezzet standartlarının konulmamış olması, zaman zaman tüketiciyi zorda bırakabiliyor. Bu nedenle hala peyniri tadarak almaya devam ediyoruz.

Raflarda kımızı ve anne sütünü ne zaman göreceğimizi merakla bekliyorum.

Benim çocukluğumda, ilkokulda sabahları Amerika’dan gelen süt tozu içilirdi. Bu programa hiç ısınamadım. Hatta öğretmenlerim tarafından içmeye zorlandığım için, sinirlendiğim bile oldu.

Oysa sağlıklı nesiller yetiştirmemiz için süt ve süt ürünlerinin tüketiminin yaygınlaşması son derece önemli. Bu nedenle dünyanın önde gelen ülkelerinde, okul sütü programları uygulanıyor. Bu çalışmayı hakkıyla yapan ülkelerde 10 yılda boy ortalaması 3 cm uzamış. Akıllarının da uzadığı, günümüz dünyasında zaten çok açık.

Türkiye’de Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın önderliğinde, Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlıkları’nın desteği ile, birkaç ilimizdeki ilköğretim okullarında Eylül ayında okulların açılması ile başlatılan “okul sütü” programı ile, çocuklarımıza her gün bir bardak sağlıklı süt içirilmesi hedeflenmekte. Uygulamanın tüm Türkiye’yi kapsamasını ve devamını diliyorum.

Artık büyüdük deyip geçmeyin sağlığınız için hergün bir bardak süt içmeyi ve çocuklarınızın anne sütüyle büyümesini ihmal etmeyin...

Sıcak sütün, yoğurdun hayatını zindana çevirmediği günleri hep birlikte görebilmemiz dileğiyle...

(Malum sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer...)

Melek BAR ELMAS